Neden CEO’lar ve Yöneticiler Hikaye Anlatıcılığıyla İlgilenmelidirler ?

Neden CEO’lar ve Yöneticiler Hikaye Anlatıcılığıyla İlgilenmelidirler ?

Hollywood’ un en ünlü senaristlerinden Robert McKee’nin röportajıyla birlikteyiz.

Bu yazı dizimizde, McKee’nin Harvard Businness Review’de Storytelling üzerine verdiği röportajından bölümleri inceleyeceğiz.

Öncelikle onu tanıyalım…

Pek çoğunun adını ilk kez duyduğu McKee, ‘Dünyaya hikaye yazmanın inceliklerini öğreten adam‘ ya da ‘Hollywood’un 1 numaralı senaryo hocası‘ olarak tanınıyor. Akıl Oyunları, Forrest Gump, Gandhi, Yüzüklerin Efendisi, Arabalar, Cindrella Man, Da Vinci Şifresi, Shrek, Karayip Korsanları, X Men, Kayıp Balık Nemo gibi kapalı gişe oynayan filmlerin, Friends, Frasier ve Seinfeld gibi dünya çapında popüler televizyon dizilerinin altında onun öğrencilerinin imzası bulunuyor. Şimdiye kadar 27 Oscar, 140’tan fazla Emmy’nin yanı sıra, sayısız ödül kazanmış işlerin arkasındaki beyin olarak biliniyor.

Günümüzde ikna, iş aktivitelerinin en önemli ögesi konumunda karşımıza çıkıyor. Müşterilerin sizin ürün veya hizmetlerinizi alması, çalışanlarınızın yaptığınız değişikliklerde yanınızda olması, yatırımcıların sizin hisselerinizi satın alması ve ortaklarınızın yeni anlaşmaları imzalamaları gibi konularda onları ikna etmeniz gerekmekte.

Peki ikna etmek neden bu kadar zor? İnsanları heyecanlandırmak, harekete geçirmek için bizde eksik olan ne? Bu soruların yanıtlarını araştırmak için HBR senior editörü Bronwyn Fryer, dünyanın en bilinen ve saygı duyulan senaryo yazarı ve konuşmacısı Robert McKee’ yi evinde ziyaret eder.

Her hafta farklı bir yönünü inceleyeceğimizi hikaye anlatıcılığının, bu haftaki sorusu: ‘’Neden CEO’lar ve yöneticiler hikaye anlatıcılığıyla ilgilenmelidirler ?‘’

Neden CEO’lar ve Yöneticiler Hikaye Anlatıcılığıyla İlgilenmelidirler ?

İnsanları belirli hedefler doğrultusunda motive etmek, CEO ve yöneticilerin önemli görevlerinden biridir. Bunu yaparlarken onların duygularını harekete geçirmeleri gerekir ve bunu en iyi başarabilecek şeylerden birisi de hikayelerdir.

İnsanları ikna etmenin 2 yolu vardır. İlki neredeyse bütün yöneticilerin kullandığı geleneksel hitabet şekilleridir. Bu, iş dünyasında genellikle; ‘’işte bizim şirketimizin en büyük meydan okuması…” “İşleri yoluna koymamız için gerekenler..’’ vb. hitaplar içeren PowerPoint slaytlarından oluşur. Ardından vakayı, istatistikler, veriler ve otoritelerden alıntılar vererek paylaşırlar.

Bu durumda 2 temel sorun ortaya çıkar:

İlki; konuştuğunuz insanların kendi benimsedikleri otoriteleri, istatistikleri ve tecrübeleri vardır. Bu yüzden onları ikna etmeye çalıştığınız sırada, kafalarının içinde sizinle tartışırlar.

İkincisi ise; eğer onları ikna etmeyi başarsanız bile, sadece zihinsel anlamda bunu yapmış olacaksınız. Bu yeterli değildir. Çünkü insanlar sadece sebebe dayalı davranışlardan ilham alamaz ve içselleştiremedikleri bir durumu da uzun süre yürütemezler.

İnsanları ikna etmenin diğer yolu da fikirleriyle duygularını birleştirmektir. Bunu başarabilmek de iyi bir hikaye anlatmaktan geçer. Hikayelerle sadece bilgi vermekle kalmaz, dinleyicilerin duygularını ve enerjilerini de canlandırırsınız.

Ancak hikayeyle ikna etmek kolay bir iş değildir. Herhangi bir insan konuşacaklarının listesini yapabilir. Ama hikaye için gerçekliğin yanında, argümanınızı yaratıcı bir tasarımla aktarılabilir bir hale getirmeniz gerekir.

Eğer hayal gücünüzle gerçekleri birleştirip iyi bir hikaye üzerinden aktarabilirseniz, insanların oturdukları yerden esnemelerini izlemek yerine, ayakta alkışlamalarına tanık olursunuz.

 

Emir Bayraktar

 

Kaynaklar

https://hbr.org/2003/06/storytelling-that-moves-people

 

Bir yanıt yazın