İşinizde Hikayeleştirmeyi Kullanmanız İçin 3 Neden

İşinizde Hikayeleştirmeyi Kullanmanız İçin 3 Neden

Günümüzde hemen her sektörde kullanılan hikaye anlatıcılığını kendi işinizde kullanmanız için 3 ana sebep;

1.Hikayeler Dikkat Çeker
Her gün milyonlarca yeni bilginin sıradan yollarla sunulduğu dünyamızda, dikkatimizi çekebilecek nadir iletişim araçlarının başında hikayeler geliyor. Bu güçlü iletişim aracı, daha ilk cümlenizde bile insanların ilgilerini çekmenizi sağlıyor. ”Bakın geçen gün başıma ne geldi” diye hikayeye girmeye hazırlandığınız anda, karşınızdaki kişi bu çağrıya kayıtsız kalamayıp, hikayenizi kucaklamak için beklerken buluyor kendini. Bu sebeple, diğer milyonlarca verinin arasından kendi söylediklerimizi ayırıp, potansiyel müşterilerimizin dikkatini çekmek istediğimizde; mesajımızı bir hikayenin içine yerleştirmek en etkili yollardan biri olacaktır.

2.Hikayeler Duygulara Dokunur
Araştırmalara göre günde 30.000’den fazla karar almaktayız. Bu kararların bir çoğunu satın almayla ilgili olanlar oluşturmakta. Farkında olalım ya da olmayalım, satın alma kararlarının merkezinde çoğunlukla duygular yatmaktadır. Hepimizin, Çin’de belki de aynı fabrika üretimi olan 2 ürün arasında seçim yaparken, “marka” olana yönelme eğilimimiz vardır.

Peki gerçekten neden satın alırız? Muhtemelen  bunu markanın size hissettirdikleriyle açıklıyor olacaksınız; belki sizi daha güvende, daha üstün, daha özgün hissettirdiğine inandığınızı fark edeceksiniz… Müşterilerin satın alma kararlarını duygularıyla aldıkları keşfedildiğinden beri, şirketler duygulara dokunacak yollar aramaya başladılar. İyi bir hikayeden daha fazla duyguları harekete geçirebilecek çok az şey vardır. Eğer insanların sizden satın almasını istiyorsanız, işinizle-ürününüzle ilgili duyguları dokunan hikayeler kullanmalısınız.

3.Hikayeler İtirazların Üstesinden Gelir

Yeni bir işe girmeye kalkıştığınızda, genelde başarılı olamayacağınıza dair yapılan yorumlar çoğunlukta olacaktır. Tabi ki potansiyel müşterilerinizin, ürün ya da hizmetinizi almaları için olduğu kadar, almamaları için de geçerli nedenleri vardır. Bazılarına göre onları kazanmanın yolu da yoktur. Ama kolayca pes etmeden önce denemeniz gereken bir yol daha mevcut! Tüm “olmazcılara” olur dedirtecek ve müşteriyi kazandıracak bir araç, bir güç…

Bir dahaki sefere birisi ürün veya hizmetiniz için hayır dediğinde, keyfinizi kaçırmadan önce bunu fırsata çevirebileceğinizi bilmelisiniz. Eğer itirazlarının sebebini iyice dinleyip analiz edebilirseniz, onları o noktadan vurabilecek hikayeler geliştirmeniz için bir çıkış noktası keşfetmiş olacaksınız.

Yani potansiyel müşterilerinizin ürününüzü almamak için sundukları sebeplerin ardında ne olduğunu keşfedin ve bu konu üzerinde çalışıp, bakış açılarını değiştirebilecek bir hikaye üretmeye başlayın.

Bu noktaları kullanıp çıkardığınız bir hikayeyle bir çok itirazın üstesinden gelebilirsiniz.

 

Emir Bayraktar

 

Yararlanılan Kaynaklar

Tell to Win: Connect, Persuade, and Triumph with the Hidden Power of Story – Peter Guber

http://m.huffpost.com/us/entry/9793132.html

 

Bir yanıt yazın